Pazartesi, Eylül 27, 2010
Pazartesi, Eylül 20, 2010
Perşembe, Eylül 16, 2010
Pazartesi, Eylül 13, 2010
o değil de, yarın dershane var. iki haftanın ardından. yine. bu beni derin düşüncelere gark ediyor.
by derin düşünceler i mean: peanutbutterjellytime, peanutbutterjellytime, peanutbutterjellytime...
sanırım hiçbir zaman dershaneyi seven biri olmadım. bu sene 4. yılım olacak dershaneye gittiğim (7 ve 8, 11 ve 12 şeklinde) ve gerçekten, gerçekten, hiçbir zaman sevmedim dershaneyi. üç yılın üçünde de farklı dershanelere, ya da aynı dershanenin farklı şubesine gittim, bu sene de farklı bir dershanedeyim. hafta sonu dershane değil de okul kursları olsa dünyanın en mutlu insanı olurdum. dershaneler, dershaneler, iğrenç yerler ve dershane öğretmenlerine kıl oluyorum, dershane sınıflarına da. bir de serbest giyinmeye bazen. yarın ne giyeceğim abi ben?
dershaneye gitmek istemiyorum.
bu sene bitsin istiyorum. hemen, şimdi.
(o sıralarda yaklaşık 17.5 yıllık olacak) hayatımın hiçbir evresinde, bu sene gireceğim fen sınavından çıktıktan sonraki hislerim kadar güzel hislere sahip olabileceğimi düşünmüyorum. gökyüzüne bakacağım ve salak salak gerinip sırıtacağım, sonra da eve gelip, telefonumu kapatıp, msn'e gireceğim.
oks'den sonra bir parka gitmiştim annemle, abim aramıştı ve nasıl geçtiğini sormuştu, biraz konuşmuştum, eve dönmüştük, cevapları izlemeye başlamıştım ve o sırada kuzenim aramıştı, matematik testinin cevaplandırılması yeni bitmişti ve kuzenim bana "ee kuzen geliyor musun istanbul erkeğe?" demişti. ben de ağlayarak ve bağırarak "hayır hayır hiçbir yere gelemiyorum HİÇBİR YERİ KAZANAMAYACAĞIM!" diyerek telefonu suratına kapatmıştım ve sonra odama çıkıp hüngür hüngür ağlamaya devam etmiştim. sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum.
sınavlar, sınavlar. onlardan bazen nefret ediyorum, ama sadece bazen. ygs ve lys nefret ettiklerim kategorisinde, ne yazık ki. o kadar çok ihtimal var ki; çalışmadan geçirdiğim bir senenin ardından sıçmak, çalışarak geçirdiğim bir senenin ardından sıçmak-bu iki ihtimali düşünmek bile tüm yaşam enerjimi çalıyor. üstelik ben son 2 haftadır ders çalışmıyorum ve bunun üzerine bir de gayin tekinden hoşlanıyor gibiyim, bu da benim için sürekli internete girmek demek. çağla-chana not; hayır, ona âşık olmayacağım. umuyorum. bu çok aptalca olurdu.
her neyse, gidip yatayım, ne de olsa yarın dershane var. iki haftanın ardından. yine.
by derin düşünceler i mean: peanutbutterjellytime, peanutbutterjellytime, peanutbutterjellytime...
sanırım hiçbir zaman dershaneyi seven biri olmadım. bu sene 4. yılım olacak dershaneye gittiğim (7 ve 8, 11 ve 12 şeklinde) ve gerçekten, gerçekten, hiçbir zaman sevmedim dershaneyi. üç yılın üçünde de farklı dershanelere, ya da aynı dershanenin farklı şubesine gittim, bu sene de farklı bir dershanedeyim. hafta sonu dershane değil de okul kursları olsa dünyanın en mutlu insanı olurdum. dershaneler, dershaneler, iğrenç yerler ve dershane öğretmenlerine kıl oluyorum, dershane sınıflarına da. bir de serbest giyinmeye bazen. yarın ne giyeceğim abi ben?
dershaneye gitmek istemiyorum.
bu sene bitsin istiyorum. hemen, şimdi.
(o sıralarda yaklaşık 17.5 yıllık olacak) hayatımın hiçbir evresinde, bu sene gireceğim fen sınavından çıktıktan sonraki hislerim kadar güzel hislere sahip olabileceğimi düşünmüyorum. gökyüzüne bakacağım ve salak salak gerinip sırıtacağım, sonra da eve gelip, telefonumu kapatıp, msn'e gireceğim.
oks'den sonra bir parka gitmiştim annemle, abim aramıştı ve nasıl geçtiğini sormuştu, biraz konuşmuştum, eve dönmüştük, cevapları izlemeye başlamıştım ve o sırada kuzenim aramıştı, matematik testinin cevaplandırılması yeni bitmişti ve kuzenim bana "ee kuzen geliyor musun istanbul erkeğe?" demişti. ben de ağlayarak ve bağırarak "hayır hayır hiçbir yere gelemiyorum HİÇBİR YERİ KAZANAMAYACAĞIM!" diyerek telefonu suratına kapatmıştım ve sonra odama çıkıp hüngür hüngür ağlamaya devam etmiştim. sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum.
sınavlar, sınavlar. onlardan bazen nefret ediyorum, ama sadece bazen. ygs ve lys nefret ettiklerim kategorisinde, ne yazık ki. o kadar çok ihtimal var ki; çalışmadan geçirdiğim bir senenin ardından sıçmak, çalışarak geçirdiğim bir senenin ardından sıçmak-bu iki ihtimali düşünmek bile tüm yaşam enerjimi çalıyor. üstelik ben son 2 haftadır ders çalışmıyorum ve bunun üzerine bir de gayin tekinden hoşlanıyor gibiyim, bu da benim için sürekli internete girmek demek. çağla-chana not; hayır, ona âşık olmayacağım. umuyorum. bu çok aptalca olurdu.
her neyse, gidip yatayım, ne de olsa yarın dershane var. iki haftanın ardından. yine.
Pazar, Eylül 12, 2010
olm bir izleyicimiz daha var, what the apple pie christ? hiçbir şey yazmadığımız için onları kaybedeceğimizi düşünerek uyuyamıyordum oysaki :'(((((
Etiketler:
makemebad35
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
